top of page
Yazarın fotoğrafıAslı Derin

MÜZİĞİ DOĞRU DİNLEMEK VE ANALİZ ETMEK – BİR MÜZİK ESERİNİ OLUŞTURAN DİNAMİKLER

Güncelleme tarihi: 10 Eki 2022

MÜZİĞİ DOĞRU DİNLEMEK VE ANALİZ ETMEK – BİR MÜZİK ESERİNİ OLUŞTURAN DİNAMİKLER

Müziği sıkıcı olmaktan kurtaran birçok farklı dinamik vardır: bunlar gürlük, hız ve ifade terimleri; ritim kalıpları (tartım), ezgi ve armoni olarak sıralanabilir. Tekdüze olan bir eseri kimse dinlemek istemez. Dolayısıyla bu yapı taşları arasındaki farkları gözetmek, iyi müzik ve kötü müzik arasındaki farkları rahatça gözetmenizi sağlayacaktır.

Bir müzik eserini dinlerken aynı anda tüm enstrümanları duyabilmek iyi bir müzik dinleyicisi olduğumuzun göstergesidir. Müzik dinlerken en akılda kalıcı olan melodiler genelde en tiz enstrümanların icra ettiği melodilerdir. İnsan kulağı yüksek frekansa sahip olan tiz sesleri düşük frekansa sahip olan pes seslerden daha rahat ayırt eder; tiz sesleri daha rahat duymamızın nedeni budur.

Müziği doğru dinleme alışkanlığı edinmek için ilk etapta yüksek frekanslı enstrümanları (keman, vokal, saksafon, trompet…) duymamaya çalışıp orta ve düşük frekanstaki enstrümanlara (kontrbas, bass gitar, çello, trombon…) yoğunlaşmak iyi bir egzersiz olacaktır. Her seferinde tek bir enstrümana yoğunlaşıp daha sonra bu enstrümanların hepsini aynı anda duymaya çalışmak müziği doğru dinleme ve enstrümanların herbirini aynı anda tek tek ayırt edebilme açısından en faydalı pratiktir.

Müzik eserleri, çoğunlukla, tek bir ritim kalıbı üzerinden ilerlemez. Eserin başında 2/4lük olan ritim kalıbı daha sonra 3/4 lük, 6/8lik gibi ritim kalıplarına transpoze edilebilir. Yavaş ilerleyen tempo hızlanarak ya da hızlı giden bir tempo yavaşlayarak (özellikle parçanın sonlarına doğru) devam edebilir. Eserin başından sonuna kadar esere ritim tutarak eşlik etmek bu farklılıkları ayırt edebilmenizi sağlar.

Müzik eserleri genelde eserin başlarında hafif gürlükte seyrederken parça ilerledikçe gürlük kademe kademe ya da bir anda arttırılır. Bu durum dinleyicide heyecan ve merak duygusunu tetikler. Eserin sonlarında ise yüksek gürlükteki ezgi yavaş yavaş sönerek (fade out) parça sonlandırılır.

Tonlar, armoninin alanındadır. Bir eser tek bir tondan ilerlemez. Belirli kurallara bağlı kalarak -ya da kalmayarak- farklı tonlara geçiş yapılır; buna modülasyon denir. Ton geçişlerinin olduğu yerleri ortalama bir kulak çok rahat ayırt edebilir. Linkini verdiğim eserde 56. saniyede si minör tonundan Si Majör tonuna modülasyon yapılmaktadır: Schubert Valse in B minor Op18 No6 Bir eser “genelde” başladığı ton ile sonlanır.

Güncel literatürde “nakarat” diye adlandırdığımız ezgi tekrarları (leitmotiv) parçanın en akılda kalan kısımlarıdır. Nakarattan önceki kısımların sonlarına doğru -her parçada olmamakla birlikte- nakarata hazırlık amaçlı birtakım geçiş motifleri bulunur. Bunlara “köprü” denir. Köprü motiflerinde ton analizi yapmak zordur; daha çok sonraki tona hazırlık amaçlı geçiş tonları gibidirler. Genelde bu köprü kısımlarında “armoni yürüyüşü” ile çok sık karşılaşırız. Armoni yürüyüşünü tonlar arasındaki geçişi sağlamak için tonu tırmandırmak olarak düşünebilirsiniz; armoni yürüyüşünde aynı ezgi ve ritim kalıbı ilgili tonlarda sırasıyla duyurulur. Linkini verdiğim eserin 54. saniyesinde eserin köprü kısmını ve bu kısımdaki armoni yürüyüşünü diğer kısımlarından ayırt edebilirsiniz: Aslıhan Ertuğrul I F. Mendelssohn – Venetianisches Gondellied Op.30 No.6

İfade terimleri, müziğin hangi duyguyla icra edilmesi gerektiğini belirleyen terimlerdir. Besteci; sakin, canlı, agresif, şakacı gibi terimlerle müziğin dinleyici tarafından nasıl hissedilmesi gerektiğini belirler. İfade terimleri müzisyenler için müzik icrası açısından yol gösterici olma özellikleriyle büyük önem arz etmektedir.

Tüm bu söylediğim dinamikler için istisnai durumlar olmakla birlikte genel hatlarıyla müzik eserleri bu şekilde analiz edilebilir..


Herkese keyifli bir müzik yolculuğu dilerim…


ASLI DERİN DENİZ

2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2_Post
bottom of page